Yunus Emre ile ilgili (sufi değildi, fütüvvet ehli ve ahi idi) yorumumu kabul etmeyen ve etmeyecek pek çok yazar var ve olabilir.
Bu zevatın itiraz etmeden önce Dil ve Edebiyat Dergisi'ndeki yazımı okuması gerekmez mi?
Ayrıca pek çok yazarın Yunus Emre'yi "sufi" olarak yorumlaması, sufiliğin ne olduğunun izah edilmemesi veya Yunus'un sufiliğinin neye tekabül ettiğinin (misyonunun zamanımızda nasıl güncelleneceğinin) muğlak kalması ile neticelenmiş değil midir?
"Yûnus Emre ve Ahilik-Fütüvvetçilik" adlı makalemde Yûnus hakkında bir tez ortaya koyuyorum.
Her tez yanlışlanabilir. Ama benim getirdiğim tezin başka tezleri yanlışlama ihtimali olduğu unutulmamalıdır.
Bu hesap kendisine "okuyor"-"serzeniş" mahlasını seçmiş.
İnsan ismiyle müsemma değil midir? O halde bu ne biçim okumaktır.
Önce makaleyi oku, sonra cevap gerekiyorsa bir makale ile gereğini yerine getir:
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Dijitalleşmiş bir dünyada 1960-1990 arasında dile getirilen "İslâm ekonomisi" zihniyeti de kapitalist mekanizmalara tamamen teslim oldu.
İslâm ekonomisi zihniyeti, helâl ve meşru yollarla üretim/bölüşüm esaslarını belirlemek iddiasında idi.
Ancak geçen sürede özellikle kentleşme süreçlerine eklemlenmek "kapitalizmin zaferi" haline geldi.
İslâm ekonomisi teorisi maaşlı kesimin finansal tasarruf aracı gördüğü ve ayni zamanda işlevsel olarak kullandığı otomobil ve konuta ulaşmanın fon düzlemindeki beklentilerine ahlakî ve meşru kaynaklarını şu an gösteremiyor.