Neoliberalizm’in korkutucu etiketiyle kötülüğün temeli görülen ama devletin ekonomik hayattaki rolüne dair önemli cevaplar veren bir ekol olan Şikago Ekonomi Okuluna, öncü isimlerine ve onların ekonomik regülasyon teorisine katkılarına birlikte bakalım. 📊🔎
Merkantilist dönemin tüccar-devlet ilişkilerine yoğun eleştirilerle kaynakların paylaşımında devletin rolünü minimize etmeye çalışan liberal teori; rekabet, kar güdüsü ve insanların çıkarlarına dayalı etkinliğin bir görünmez el gibi piyasayı düzenleyeceğini ifade etti.
Büyük Buhran, piyasanın her zaman çıkarların dengelendiği ve maksimum toplumsal faydanın sağlandığı bir ortam olmadığını gösterdi. Bunu kabullenen Keynes, serbest piyasayı ideal düzen kabul etmekle devletin ekonomik müdahalelerle aksaklıkları gidermesi gerektiğini söylemişti.
“New Deal” olarak ifade edilen bu süreçte devletin iktisadi etkinliği ve kamu harcamaları arttırılmış, krizin yarattığı işsizlik gibi sorunlar çözülmeye çalışılmıştı. Devletin iktisadi etkinliği artarken buna dair eleştiriler de artıyordu.
Neoklasik liberal bir okul olan Şikago okulu, önceleri Keynesçi politikaları parasalcı bir bakışla eleştirmiş sonrasında devletin iktisadi etkinliğini azaltması ve piyasa aksaklıklarına dair çözümlerin toplumsal faydayı maksimize etmesi gerektiğine dair yorumlarını dile getirdi.
70’lerden itibaren ABD’de başlayan devletin işletmeci olduğu sektörlerden çekilmesi, etkin olamayan regülasyonların kaldırılması, düzenleme ve düzenleyici otorite maliyetinin toplumsal fayda göz önünde bulundurularak istenmeyen sonuçların önlenmesi süreci yaşandı.
Şikago iktisatçıları; kamu tercihi, para politikası, politik ekonomi, vergi ve regülasyon konularına yoğunlaşarak piyasa mekanizmasının ideal düzen olduğu kabulü ile devletin yalnızca kalıcı piyasa aksaklıklarına müdahale edebileceği bir düzen tasavvur ettiler.
Times 20. Yüzyılın en etkili iktisatçısını seçerken 2 kişi arasında kalmışlar ve baş editörün karşı oyuna rağmen Keynes seçilmişti. Baş editörün ondan yana oy kullandığı ve küçük bir farkla ikinci olan isim, klasik serbest piyasa ve parasalcılık savunucusu Milton Friedman’dı.
Makro ekonomide parasalcı modelin kurucusu olarak bilinen Nobel ve daha birçok saygın ödül sahibi iktisatçı Milton Friedman, "parasalcılık" olarak bilinen alternatif bir makroekonomik düşünce inşa etmiştir. Para politikası, vergilendirme, özelleştirme ve deregülasyon ile ilgili+
+fikirleriyle bütün dünyanın ekonomi yönetimlerini etkiledi. H. Simons’dan öğrendiği “para yönetiminde sürekli kuralların, durumun gereğine göre alınan kararlardan daha etkili olduğunu ve ekonomik yönetimde otoriteler yerine kuralları tercih etmek gerektiği” kuralını benimsedi.
Ekonomik özgürlüklerle siyasî özgürlükler arasındaki bağın tespitiyle ticaret, refah, işsizlik vb. konularda iyi niyetli devlet müdahalelerinin nasıl kötü sonuçlara yol açtığını anlattığı Kapitalizm ve Özgürlük isimli kitabı 1962’de yayınlanmış, bütün dünyada yankı uyandırmıştır.
1.52 olan boyu nedeniyle okulda dalga konusu olan Friedman, büyük buhranın sebepleri ve sonraki keynezyen politikalara dair güçlü eleştiri ve ispatları sonucu hakkında yapılan haberde ise şu başlığı görecekti. “kısa adam heybetli görünüyor.”
Bu heybetli iktisatçı, 50 yıl önce New York Times için yazdığı makalede ise bugünün moda konusu olan sosyal sorumlu şirketlere değinmiş, devletin çekildiği alanları piyasanın daha etkili şekilde doldurulacağını ifade etmişti. umich.edu/~thecore/doc/F…
Okulda aynı dönemde Friedman’ın ününe benzer bir ünde başka bir Nobel ödüllü iktisatçı George Stigler bulunmaktaydı. “Friedman dünyayı kurtarmak istiyor ben ise bunu anlamaya çalışıyorum” diyerek iktisadi olayların nedeni üzerine çalışmaya başladı.
Stigler, çıkar grupları ve diğer siyasi katılımcıların, yasaları kendileri için yararlı olacak şekilde şekillendirmek için hükümetin düzenleyici ve zorlayıcı yetkilerini kullanacağını söylemiş ve İktisadi Regülasyon Teorisini geliştirmişti.
Claire Friedland ile 1962’de elektrik sektörü örneği üzerinden ampirik verilerle regülasyonun sebep ve sonuçlarını inceledikleri makalesi hukuk ve ekonomi bağlantısına dair önemli bir tespit cümlesini içeriyordu.
“Devlet bir şeyin yapılmasını yasaklayarak veya emrederek, finansal kaynak sağlayarak veya yükümlülükler getirerek dilediği endüstriye yardım edebilir veya zor durumda bırakabilir.” jstor.org/stable/725003?…
Bu kapsamda regülasyonların nihayetinde baskı gruplarının gücüne göre meclislerden çıktığını ve piyasadaki güçlü firmalar tarafından şekilleneceğini bu yönüyle de düzenlenmiş sektörlerdeki fiyatların tekel piyasalarına benzeyeceğini ifade etmişlerdi.
Ayrıca iktisadi regülasyonun diğer bir amacının rant yaratmak ve bunun siyasi getirilerine uygun olarak dağıtımı olduğunu tespit etmiş, kuralların en kötü olasılık baz alınarak uzun vadeli kurgulanmasını verilerle önermişti. Çalışmaları birçok hukukçuya da ilham kaynağı oldu.
Bu hukukçulardan olan Richard Posner, 1973’de Hukukun Ekonomik Analizi isimli kitabını yayınlamış, düzenleyici otorite ile düzenlenen firmalar arasındaki etkileşimde her zaman firmaların kazandığına dair tespiti eleştirerek tüketicileri önemli bir baskı grubu olarak görmüştü.
Politikacıların piyasada pasif durumda olması gerekirken düzenlemeler yoluyla rant yaratma ve dağıtma peşinde olmalarını eleştirmiş, bunun sosyal barışa zarar verdiğini ifade etmiş ve düzenlenmiş fiyatlama sistemlerine dair eleştirel bir teori ortaya koymuştu.
Şikago hukuk fakültesinde öğretim görevlisi olan Posner, “Adaletin en yaygın anlamı verimliliktir, kaynakların kıt olduğu bir dünyada israf en büyük adaletsizliktir.” diyerek Şikago iktisat okulunun felsefi bakışını hukuk alanına uyguladı.
Gary Becker ve Richard Posner, 2014 yılında Becker vefat edinceye kadar kölelik, uyuşturucu, anti-tröst, kürtaj, ırkçılık ve refah gibi birçok tartışmalı konuda dahil güncel konulara dair görüşlerini becker-posner-blog.com üzerinden paylaştılar.
Gary Becker ise ırk ayrımcılığı, suç, kürtaj, aile, beşeri sermaye ve bağımlılık da dahil olmak üzere sosyolojide araştırılmış konuları faydacı bir bakış açısı ile iktisadi olarak analiz eden Nobel ödüllü bir iktisatçıydı.
Bu anlamda çığır açıcı olarak nitelenen “Hayatın İktisadı” isimli çalışmasında Becker hayattan örnek olayların çoğunun iktisadi analizini yapmış ve örnek olaylara piyasa ilkelerini uygulamıştır.
Örneğin; suçlular da herkes gibi teşviklere tepki verir diyerek ağır hapis cezaları ve yüksek mahkumiyet oranlarının ekonomik etkilerinin bir suçlunun işlediği suç üzerinden oluşacak ekonomik menfaati ile karşılaştırılmasının suçluluğu azaltacağını ifade etmişti.
Regülasyona bakışında “Devlet regülasyon yapmak yerine neden rantı ilgililere dağıtmıyor?” sorusuna yanıt arayan Becker, rantı doğrudan dağıtmanın etkin olmadığını, politik süreçleri etkilemek isteyen gruplar arası rekabetin politik nüfuzu arttırdığını verilerle tespit etti.
Şirketlerin doğası ve organizasyon mantığı, mülkiyet hakkı ve koruyucu işlem maliyeti gibi “hukuk ve ekonomi” konularında çalışan Şikago hukuk okulu öğretim görevlisi Nobel ödüllü bir diğer iktisatçı Ronald Coase’dir.
Hukuk sisteminin iktisadi yöntemlerle analizi ve hukukun ekonomiye olan etkisinin incelendiği “hukuk ve ekonomi” alanında daha çok hukuk kurallarının ekonomiye etkileri üzerine yoğunlaştı, bu konudaki makaleleri ölümünün ardından haber yapıldı. washingtonpost.com/news/wonk/wp/2…
Sam Peltzman ise regülasyon arzı ile rant talebi arasında politik denge olduğunu ifade etmiş, politikacıların politik destek gerektiren durumlarda açılan hipotetik bir ihalede verilecek tekliflere göre rant dağıtarak çıkar grupları arasında bir denge oluşturduğunu ifade etmişti.
Bu konuya dair Türkçe öğretide iktisatçı Coşkun Can Aktan tarafından yazılan Regülasyon İktisadı kitabı ve Avukat Şahin Ardıyok tarafından yazılan Regülasyon Hukuku kitapları başlangıç okuması için önemli bir yere sahiptir.
Regülasyona dair tüm eleştirileri ile birlikte deregülasyonu savunan Şikago iktisatçıları, piyasa aksaklıklarının ancak daha az, basit ve uzun vadeli düzenlemelerle çözülebileceği ve bunun verimliliğe, kaliteye ve fiyatlara olumlu katkıda bulunacağını söylediler.
Şikago Ekonomi Okulu ve ekonomik regülasyon kuramına katkılarına ilişkin paylaşımı arkadaşımız Av. Mehmet KOÇ @mmehmet_koc hazırladı.

Çok teşekkür ediyoruz.

Mehmet KOÇ’un sayfamıza katkıları sürecek.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with İstanbul Sosyoloji

İstanbul Sosyoloji Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @iuefsosyoloji

4 Dec
20. yüzyıl edebiyatında derin izler bırakan, sonraki kuşakları olduğu kadar çağdaşlarını da etkileyen, distopya türündeki romanlarıyla bu türün literatüründe kendine has bir yeri olan Aldous Huxley (26 Temmuz 1894 - 22 Kasım 1963) hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim… 🔎✍️ Image
1894’te oldukça soylu ve eğitimli bir ailenin ferdi olarak doğar. Bir biyolog ve antropolog olan dedesi Thomas Henry Huxley, Darwin’in evrim teorisini savunan dönemin önemli simalarındandır. Babası Leonard Huxley iyi eğitim almış bir öğretmen; aynı zamanda yazar ve editördür. ImageImageImage
Annesi Julia (Arnold) Huxley, yazar Mary Augusta Ward’ın kız kardeşi; şair ve eleştirmen Matthew Arnold’ın yeğenidir. Anne Huxley, Londra’nın 50 km batısındaki Surrey’de kız öğrenciler için Prior's Field School’u kuracak kadar radikal hamleleri olan bir eğitimcidir. ImageImage
Read 49 tweets
27 Nov
Türk Edebiyatı’nın yazı emekçisi Orhan Kemal, “durup dinlenmeden yazdı. Kafasında ekmek kaygısı, sırtında çok nüfuslu bir ailenin sorumluluğu. Ağırdan almayı, kendini pahalıya satmayı bilmiyordu. Ya da tenezzül etmiyordu.”
Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. 15 Eylül 1914’te Osmanlı İmparatorluğu’nun Adana vilayetinde dünyaya gelir. Babası Abdülkadir Kemali Bey, seferberlik ilan edildiğinden Dardanos’ta topçu teğmeni olarak vazifesini yapar. Annesi Azime Hanım ise rüştiye mezunu bir öğretmendir.
Öğütçüler, Adana’nın Fransızlar tarafından işgal edilmesiyle Niğde’ye ve Konya’ya, Kemali Bey’in Birinci Meclis’te milletvekilliği yapmasıyla Ankara’ya taşınır. İkinci Grup’un “yaman” isimlerinden Kemali Bey’in ikinci seçimlerde parlamento dışında kalmasıyla Adana’ya geri döner.
Read 20 tweets
16 Nov
Henüz hayattayken en büyük filozoflardan biri olarak gösterilen Ludwig Josef Johann Wittgenstein “doğdu, çalıştı, sevdi, Tanrı’yı aradı, ıstırap çekti ve öldü”. Image
Wittgenstein 28 Nisan 1889’da Viyana’da, bir Macar kontu tarafından yaptırılan ve Wittgenstein Palas olarak nam salan bir malikanede dünyaya gözlerini açar. Karl Wittgenstein ve Léopoldine Kalmus çiftinin sekiz çocuğunun en küçüğüdür. ImageImageImageImage
Karl Wittgenstein Avrupa’nın en zengin sanayicilerinden biriydi, bir çelik deviydi. Servetini Amerikan hisselerine yatıran Karl, Büyük Buhran’da sonra servetini katlayan ender isimlerdendir. Gustav Klimt’in “güzel sanatlar bakanı” olarak çağırdığı bir sanat koleksiyoneriydi. ImageImage
Read 24 tweets
15 Nov
“Bu roman çoktan yazıldı. Bu roman benim rüyalarımda.”

Gündelik gerçekliğin ötesine geçmeye çalışan eserleriyle 20. yüzyıl Latin Amerika edebiyatının en önemli isimlerinden Julio Cortázar'ı (26 Ağustos 1914-12 Şubat 1984) yakından tanıyalım.😎
Tam adıyla Julio Florencio Cortázar Scott, 26 Ağustos 1914'te Belçika'nın başkenti Brüksel'de, Arjantin konsolosluğunda memur olarak çalışan Bask kökenli Julio José Cortázar ile Fransız-Alman kökenli María Herminia Scott'un çocuğu olarak dünyaya gelir.
1918 yılına kadar Belçika, İsviçre ve İspanya'da yaşayan aile sonrasında Arjantin'e kesin dönüş yaparak bir kenar mahallesi olan Bánfield'a taşınır. Ancak Cortázar 6 yaşına geldiğinde babası evi terk eder ve aile maddi açıdan zor durumda kalır.
Read 35 tweets
13 Nov
Referans Yönetim Sistemleri (RYS) üzerine hazırladığımız ilk paylaşım RYS’yi tanımak amaçlıydı. Bugün de aralarındaki benzerlik ve farklara odaklanıp avantajlarını ve dezavantajlarını tartışacağız. 📊🔍

İlk paylaşımımız:
Piyasada onlarca RYS yazılımı bulunmaktadır. Basit ve anlaşılır tutmak adına bugün sadece Citavi, EndNote, Mendeley ve Zotero gibi en yaygın kullanılanlar üzerinden incelememizi yapacağız.
Siz de burada ele aldığımız ya da alamadığımız, kullanmakta olduğunuz RYS’nin avantajlı bulduğunuz yönlerini bu paylaşımın altına ekleyerek katkıda bulunabilirsiniz.
Read 55 tweets
3 Nov
20. yüzyılın en büyük bilim filozoflarından biri olarak görülen ve yaklaşımı günümüzün bilimsel düşüncesine derinden nüfuz eden Karl Popper’a daha yakından bakalım.
Karl Raimund Popper 28 Temmuz 1902’de, Avrupa’nın en önemli kültür merkezlerinden, imparatorluk kenti Viyana’da, Aziz Stefan Katedrali'nin güneyine bakan, devasa kütüphaneli bir evde, Protestanlığı seçen Yahudi bir ailenin üçüncü ve son çocukları olarak dünyaya gelir.
Babası Dr. Simon Siegmund Karl Popper bir avukattır. Yunan ve Latin klasiklerini Almanca’ya çevirir, evsizlere yardım eden komitelerde gönüllü olarak yer alır. Annesi, kızlık soyadıyla Jenny Schiff ise Viyana’nın yüksek burjuva sınıfına mensup bir müzik tutkunudur.
Read 23 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!