1. Gerçekten ifritten bir çağda/dönemde yaşıyoruz. “Kitabü’l-fiten ve’l-melahim” bölümlerinde yer alan hadislerin tasvir ettiği ne kadar fitne, fesat ve kötülük varsa hepsini acı acı tecrübe ediyoruz. Asırlık problemleri bir yıla sığdırmayı başaran bir nesiliz.
2. İnsanlık olarak da, İslam dünyası olarak da, farklı millet, hizip ve topluluklar olarak da kronik problemlerimiz var. Bunların hem doğru bir şekilde tespit edilmesi, hem bunlara doğru çözümler sunulması, hem de bulunan çözümlerin doğru yöntemlerle hayata geçirilmesi gerekiyor.
3. Nedir peki en çok gözlemlenen problemlerimiz? Mesela dillerden düşmeyen fikir ve vicdan hürriyetini bir türlü hayata geçiremiyoruz. Aileden devlet yönetimine kadar her yerde istibdat ve tahakküm hakim. Başkaları üzerinde vesayet kurmayı çok seviyoruz.
4. Aynı şekilde bir nefha-i ilahi ve eşref-i mahlukat olarak yaratılmış insana hak ettiği değeri vermiyor, gerektiği şekilde onun dertleriyle ilgilenmiyor, hissiyatını gözetmiyor, güvenmiyor, beklenti ve taleplerine cevap vermiyor, fikirlerine ve tercihlerine saygı göstermiyoruz.
5. Yeterince okumuyor, düşünmüyor, fikir sancısı çekmiyor, ilme değer vermiyor, entelektüel çabaları önemsemiyor, araştırma sevdası ve hakikat aşkı nedir bilmiyoruz. Dolayısıyla da ezberlerimizi gözden geçiremiyor, doğru hareket şeklini tayin edemiyoruz.
6. Dahası yeterli ilmi ve fikri altyapı bulunmayınca ve akıl işlettirilmeyince çabuk kanıyor, çabuk inanıyor, çabuk aldanıyor, çabuk teslim oluyoruz. Çünkü merak etmiyor, arkasına düşmüyor, yeterince araştırmıyor ve inceden inceye tahkik etmiyoruz.
7. Özellikle özgül ağırlığımız düşükse ve aşağılık kompleksine de sahipsek para, makam ve payeler karşısında çabuk değişiyor, safiyetimizi kaybediyoruz. Alkış ve popülizme çok kıymet veriyoruz. Övgü ve iltifatlar karşısında ayaklarımız yerden kesiliveriyor.
8. İlim, fikir, ahlak ve fazilet gibi değerlere göstermemiz gereken saygı ve hürmeti, güç ve iktidar sahiplerine yöneltiyoruz. Aşırı yüceltici ve kutsayıcı tavırlarımızla hem dinin hükümlerine ters düşüyor hem de övdüğümüz insanların yoldan çıkmasına sebep oluyoruz.
9. Keyfiyet ve nitelik asıl olsa da, maalesef kemiyet ve nicelik daha cazip geliyor ve çoğunlukla ilkinin önüne geçiyor. Böyle olunca da kaliteli ve donanımlı insan yetiştirmenin, insana yatırım yapmanın yerini sistemler, yapılar, faaliyetler, müesseseler vs. alabiliyor.
10. Bir türlü şekil ve formalitelerden sıyrılıp işin özüne inemiyoruz. Kalıplara, şablonlara öyle hapsoluyoruz ki, asıl arkasında koştuğumuz gaye-i hayalimizi, ana mefkuremizi, yüce ideallerimizi unutuveriyoruz. Lokal ve şekli uğraşlar bizi bunlardan koparabiliyor.
11. Dinin özünde mevcut olan ve modern dünyanın da keşfettikten sonra ısrarla uyguladığı ve verim aldığı sorgulama, hesap sorma, hesap verme, şeffaf olma, sorumluluk alma, yetki-sorumluluk dengesini kurma gibi değerleri inanarak ve ısrar ederek hayata geçiremiyoruz.
12. Akıl-his dengesinin çok sözünü etsek de, akl-ı selimle hareket edilmesi gereken en hassas durumlarda dahi bir türlü hissilikten kurtulamıyor, tepkisellikten sıyrılamıyor, çabuk gaza geliyor, uçlarda geziyor, sevgide ve öfkede dengeyi tutturamıyoruz.
13. “Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal” hakikatine rağmen değişime karşı direnç içindeyiz. Yaşadığımız olumsuz hadiselerden yeterince ders ve ibret alamıyoruz. İstişareleri, hak ve hakikate ulaşma adına bir basamak olarak layıkıyla kullanamıyoruz.
14. Önümüze konulan problemlerle yüzleşmek ve bunlara çözüm alternatifleri sunmak yerine zaman zaman şark kurnazlığına başvuruyor, laf cambazlığı yapıyor, mugalatalarla işi idare etmeye çalışıyor, olmadı makamın bize verdiği güçle işi bastırıyoruz.
15. Liyakat ve salahiyeti esas almak yerine adamcılık ve ekipçilik yapmayı seviyor, umumun maslahatlarını şahsi veya zümrevi çıkarlara feda edebiliyor, “kol kırılsın yen içinde kalsın” mantığıyla hareket ettiğimizden kendi mahallemizdeki haksızlıklarla yeterince hesaplaşamıyoruz.
16. Güzel eserlerde okuduğumuz veya itimat ettiğimiz insanlardan dinlediğimiz sözleri üzerimize almama ve bunları hep başkalarıyla ilgili görme gibi korkunç bir hastalık var. Kendimiz sütten çıkmış ak kaşıkmışız gibi her nasihatı başkalarıyla alakalı görmeyi seviyoruz.
17. Kur’an ve Sünnet’in muhkem hükümlerini nihai referans kaynağı olarak kabul edemiyor, etsek de pratiğe taşıyamıyor, yerine göre indi tevillerle kendimize meşruiyet alanları açıyoruz. Arzularımız, tutkularımız, zevklerimiz bizi hak ve hakikatten koparabiliyor.
18. Söylemlerimizle eylemlerimiz arasındaki farkı bir türlü kapatamıyoruz. Mesela her yerde “İnsanlardan bir insan olmanın” faziletine vurgu yapıyor ama farklılık mülahazasının zevkine bir kere vardıktan sonra kolay kolay bunu bırakmak istemiyoruz.
19. Listeye daha bir çok problem ekleyebiliriz. Bu problemler şunda bunda değil ÇOĞUMUZDA var. Bilfiil yoksa da POTANSİYEL olarak var. Suizanlara, atfı cürümlere gerek yok. Dışarıda suçlu aramayalım. Muhatap arıyorsak NEFSİMİZ. Peki bütün bu problemlerin üstesinden nasıl gelinir?
20. İşte asıl mesele de bu. Problemlerin tespitinden ziyade bunların nasıl üstesinen gelineceği, hangi adımların atılacağı, ne tür mualecelere teşebbüs edileceği. Bu yapılamadığı sürece yapılanlar kısır tartışmalardan, kuru eleştirilerden, sataşma ve kavgalardan öte geçmiyor.
21. “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığı doğru değil. Çer çöpü sürekli hasır altı etmenin kimseye bir faydası yok. Mutlaka sorunlarla yüzleşmek ve çözüm bulmak gerekiyor; ama KUR'AN VE SÜNNET ÖLÇÜLERİNİ REFERANS ALARAK, AKL-I SELİMDEN AYRILMAYARAK, MEŞVERETİ ESAS TUTARAK.
22. Ne var ki yaşananlara baktığımızda bunun hiç de kolay olmadığını görüyoruz. Pireye kızıp yorgan yakanlar mı ararsın, fitne ateşine odun taşıyanlar mı, kantarın topuzunu kaçıranlar mı, zalimin ekmeğine yağ sürenler mi, nalına mıhına vuranlar mı?
23. Çokları yukarıda ifade edilen problemleri görüyor. Bunları görmek için çok zeki olmaya da gerek yok. Asıl önemli olan bu problemler karşısında nasıl bir aksiyon alınması gerektiği, hangi yol ve metotların takip edilmesi ve hangi ölçülerle hareket edilmesi gerektiği?
24. Bu konuda sorumsuz ve basiretsiz hareket edilir, ölçü ve denge korunamaz, hislere yenik düşülür ve temel ilkeler gözetilemezse züccaciye dükkanına giren fil gibi her şey kırılıp geçirilebilir. Tamir ve ıslah iddiasıyla arkamızda kocaman enkazlar, harabeler bırakabiliriz.
25. Toplumsal problemlere, haksızlıklara ve kötülüklere karşı tepki oluşması hayra alamettir; imanın gücünü ve vicdanın canlılığını gösterir. Fakat birikmiş enerjiyi doğru yerde, doğru zamanda ve doğru bir şekilde kullanmak gerekir ki güzel neticeler alınabilsin.
26. Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde görülen bir kötülüğe karşı üç tür tavırdan bahseder: Elle müdahalede bulunmak, dille düzeltmek ve kalben buğz etmek. Bunlardan hangisinin nerede kullanılacağını doğru tayin edemezsek kaş yapayım derken göz çıkarırız.
27. Mutlaka problemlere mahruti bakmamız, atılacak her bir adımın bütün muhtemel neticelerini hesaba katmamız, ideallerimizle realiteler arasındaki dengeyi gözetmemiz, alternatif çözüm önerileri geliştirmemiz ve enerjimizi doğru yerde kullanmamız gerekiyor.
28. Sorunlu kişiler ister dost ister düşman olsun, sorunlar ister dar ister geniş dairede bulunsun, yaklaşım şeklinde mutlaka doğru usul ve üslubu yakalamak zorundayız.Maksadımız üzüm yemekse hissilik, fevrilik, acelecilik; hele kinler, garazlar, hesaplaşmalar işin içine grmemeli
29. Eğer ıslah niyetiyle yola çıkar, Allah’ın rıza ve hoşnutluğundan başka bir şey gözetmez, iyi niyet ve samimiyetten ayrılmaz, insaf ve hakperestliği bırakmaz, karakterimizden taviz vermezsek ceht ve gayretlerimiz inşallah güzel semereler verecektir.
30. Kur’ân’ın ifadesiyle hayır gözüken şeylerde şer olabileceği gibi, şer gözüken şeylerde de hayırlar saklı olabilir. Kim bilir belki de küçük ve büyük dairelerde yaşanan krizler, çalkantılar, karışıklıklar toplum ve toplulukların saflaşmasına, berraklaşmasına sebep olacaktır.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with yüksel çayıroğlu

yüksel çayıroğlu Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @yukselcayiroglu

21 Mar
1. Nahl suresinin 125. ayeti emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’l-münkerin usul ve adabını öğretir: “Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel öğütlerle dâvet et, gerektiğinde onlarla en güzel tarzda mücadele et. Şüphesiz Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.”
2. Bu ayet âyet, farklı seviyelerdeki insanlara yönelik olarak İslâm davetinin, irşat ve tebliğin, ilmî ve fikrî tartışmaların, eğitim ve öğretimin başlıca yöntemlerini, değişmez ilke ve kurallarını özetler. Bunlar da hikmet, güzel öğüt ve en güzel tarzda mücadeledir.
3. Hikmetle çağırmadan anlaşılan davetin sağlam delillere, güçlü bir mantığa, tutarlı ve altı dolu açıklamalara dayanmasıdır. Hikmetin kullanılacağı kişiler belli bir zihni olgunluğa ve entelektüel kapasiteye sahip olanlardır.
Read 12 tweets
16 Mar
Kripto Paralar
1. Son günlerde herkes bitcoinin ve daha başka kripto paraların İslam iktisadı açısından hükmünü soruyor. Bu konuda 07 Mart 2020’de “Helal Finans Açısından Kripto Paralar Çalıştayı” yapıldı. Bu çalıştayın “Sonuç ve Değerlendirme Raporunda” şu kararlar alındı:
2. (1) İslam açısından parada aranan ölçü, kıymette istikrar ve ona itibar edilmesidir. Bunun için de paraların arkasında bir garantör bulunmalıdır. Garantör toplum olabileceği gibi onu temsilen devlet veya başka bir müessese hatta paranın dayandığı sistemin kendisi de olabilir.
3. Para olarak kullanılan şeyin ölçüsü, ham maddesinin ne olduğu değil; insanların örfü, yani bir şeyi para olarak kabul etmeleri ve tedavülüdür. Anılan kriterleri taşıdıktan sonra paranın mal, maden, kâğıt, kaydî, elektronik ya da kripto birim olması arasında fark yoktur.
Read 24 tweets
10 Jan
Çocuk Terbiyesinde Doğru Zannedilen Yanlışlar
1. Bazı ebeveynler ibadetlere ve tesettüre alıştırma, haramlardan uzak tutma gibi dinî terbiye adına çocuğa verilmesi gereken değerleri bilseler de ileri sürdükleri bir kısım gerekçelerden ötürü çocuklarını buna göre yetiştirmiyorlar.
2. Mesela “Önemli olan çocuğumun ahlaklı olmasıdır” diyerek namaz konusunda gerekli titizliği göstermiyorlar. Veya “İleride açılacaksa şimdiden tesettüre girmesine ne gerek var” diyerek belirli bir yaştan sonra çocuğun kapanması noktasında telkinde bulunmuyorlar.
3. “Mükellefiyet çağından önce yani ergenliğe girmeden makyajını yapsın veya dilediği elbiseyi giysin ki ileride özenci kalmasın!” şeklinde düşünenlerin sayısı da az değil. Bu düşünceden dolayı çocuklarını olabildiğince serbest yetiştiriyor ve bunun doğru olduğunu savunuyorlar.
Read 31 tweets
13 Dec 20
“Yolun Kaderi” ne demektir?

1. Buradaki yoldan maksat peygamber yoludur. Kader’le anlatılmak istenen de bu yolda yürüyen hemen herkesin bir kısım mihnet ve sıkıntılara maruz kalması ve belirli imtihanlardan geçmesidir.
Hakikaten böyle midir? Bunun delili nedir? Peki niçin?
2. Yolun kaderi, bir davaya gönül veren adanmışların, davaları uğruna maruz kaldıkları zulüm ve sıkıntıların hikmetini açıklama, teselli arama, ümitlerini koruma, aşk u şevklerini muhafaza etme, yürünen yolun doğruluğunu gösterme adına çokça kullandıkları kavramlardan biridir.
3. Ne var ki bu tür metafizik izahların, hâdiselere nedensellik ilkesi açısından bakanları yer yer rahatsız ettiği de bir gerçektir. Onlar, “yolun kaderi” denilerek birilerinin yapılan hataların sorumluluğunu kadere yükleyip hesap vermekten kaçtığını düşünüyorlar.
Read 31 tweets
6 Dec 20
1. Allahın kullarına karşı asıl muamelesi kalblerinde ve zihinlerinde yer alan şeylere, yani niyet ve maksatlarına, tasavvur ve tahayyüllerine, azim ve kararlılıklarına, ümit ve beklentilerine göre gerçekleşiyor. Fetih suresinde yer alan şu ayetler buna en güzel misaldir:
2. “Gerçekten Allah o ağacın altında sana biat ettikleri zaman mü’minlerden razı oldu. Onların kalblerindekini bildiği için üzerlerine huzur ve güven indirdi. Onları hemen yakında gerçekleşecek bir zaferle ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırdı. Allah Aziz ve Hakimdir.”
3. “Allah size daha başka birçok ganimet vadetti. Onları ileride alacaksınız. Şimdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki müminler için Allah’ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdoğru yola eriştirsin++
Read 10 tweets
18 Nov 20
Çocukların/gençlerin ezberlemesi veya öğrenmesi için kırk hadis:
1. إنَّما الأَعمالُ بالنِّيَّات، وإِنَّمَا لِكُلِّ امرئٍ مَا نَوَى

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği kadarı vardır.” (Buhari)

2. الدِّينُ النَّصِيحَةُ

“Din, nasihattır.” (Müslim)
3.أَكْمَلُ المُؤْمنين إِيمَاناً أَحْسنُهُمْ خُلُقاً

“Müminlerin iman bakımından en kamili, ahlakı en güzel olanıdır.” (Tirmizi)

4.خَيْرُ النَّاسِ أَنْفَعُهُمْ للِنَّاسِ

“İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olanıdır.” (Taberani)
5. مَنْ لا يرْحَم النَّاس لا يرْحمْهُ اللَّه

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” Buhari

6. مِنْ حُسْنِ إِسْلامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَالاَ يَعْنِيهِ

“Kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi bir insanın iyi bir müslüman olduğunu gösterir.” Tirmizi
Read 25 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!