Firavun
1. Kur’an’ın en detaylı anlattığı kıssa Hz. Musa ile Firavun kıssasıdır. Firavun’un şahsiyetinde adeta bütün tiran ve zorbaların prototipi ortaya konur. Bu prototibi ortaya koyarak modern tiran ve diktatörlerle karşılaştırmasını ve benzerliklerini okuyucuya bırakalım.
2. Büyüklük taslaması: Şu ayetin açıkça ortaya koyduğu üzere Firavun ilahlık iddia edecek kadar kendini büyük gören tam bir narsist ve kibir abidesidir. “Adamlarını topladı ve onlara: ‘Sizin en yüce rabbiniz benim!’ dedi.” (Naziat, 79/23-24)
3. Korkak: Ne var ki onun büyüklüğü asılsız ve temelsizdir. Sözü zayıflara geçer. Başı sıkıştığında başkalarına sığınır. Korkaktır. Zor durumlarda çevresindekilere, “Bana bu konuda ne emredersiniz?” (Araf, 7/110; Şuara, 26/35) diyecek kadar kendisiyle zıtlaşabilir.
4. Paranoyak ve gözü kanlı bir katil: “Erkek çocuklarım boğazlayıp kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.” (Kasas, 28/4) Saltanatını kaybetme korkusu Firavun’a yeni doğmuş bebekleri katletme vahşetini işletmişti.
5. Başka bir ayet-i kerimede “yukattilu” fiili kullanılır. Taktil ise katliam, toplu kıyım, soykırımı demektir. Firavun, düşmanı olarak gördüğü İsrailoğlullarının kökünü kazımak, onları toptan bitirmek istiyordu. Ne yazık ki bitirmeye çalışırken kendisi bitti.
6. Paranoyanın ve demagojinin yansımasını şu ayette de görebiliriz: “Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" (Yunus, 78)
7. Gözünü iktidar şehveti büyümüş Firavun, herkesi kendi gibi iktidar delisi zannediyor. Hz. Musa ve Hz. Harun’un bütün maksatları Allah’ın dinini ilâ etmek olsa da, Firavun’un onların da kendisi gibi iktidar için mücadele ettiklerini zannediyor veya halka öyle göstermek istiyor.
8. "Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı geldin?" (Taha, 57) Bu ayet de Firavun’un kendi günah ve zulümlerinin Hz. Musa için de söz konusu olabileceğini düşünecek kadar paranoyak olduğunu veya onun demagoji ustası olduğunu gösterir.
9. Başka ayetlerde de geçtiği üzere Hz. Musa’yı sürekli sihirle ve sihirbazlıkla suçlaması, onun büyülenmiş olduğunu iddia etmesi (İsra, 101) ise tam bir itibar suikastlığına giriştiğini, Hz. Musa’yı gözden düşürebilmek için elinden geleni yaptığını gösterir.
10. Kutuplaştırma, ötekileştirme ve itibarsızlaştırma: “Gerçek şu ki, Firavun yeryüzünde (Mısır'da) büyüklenmiş ve oranın halkını birtakım fırkalara/hiziplere ayırıp bölmüştü; onlardan bir bölümünü ezmiş ve güçten düşürmüştü.” (Kasas, 28/4)
11. “Böl, parçala, yönet” mantığı, Firavun’un ve onun takipçilerinin siyasetidir. Firavun, halkı kamplaştırıp kutuplaştırarak ve birbirine düşürerek, rejime karşı güçlü bir muhalefet bloğu oluşmasının önüne geçiyordu. Onları kolayca manipüle ederek birbirine düşürebiliyordu.
12. Halkını ezmesi ve köleleştirmesi: “Firavun halkını küçümsedi, zelil kıldı, onlar da ona itaat etti. Doğrusu onlar yoldan iyice çıkmış bir toplum idi.” (Zuhruf, 43/54)
Firavunun kendi halkını aşağılamasının, değersizleştirmesinin ve zelil hale getirmesinin iki sebebi olabilir:
13. Birincisi aşağılık kompleksi ve narsistik yapısı: Halkı hor, hakir ve zelil olacak ki kendine muhtaç hale gelsin ve böylece kendi büyüklüğü anlaşılsın. İkincisi de fakir, zelil, cahil ve aşağılanmış duruma gelen halk, kendisine karşı itiraz edemesin ve muhalif olamasın.
14. Korku salması: “Firavun ve kavminin kendilerine işkence etmesinden korkuya düştükleri için kavminden bir gurup gençten başka kimse Musa’ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan bir diktatör ve haddi aşanlardan idi.” (Yunus, 10/83)
15. Demek ki Firavun, yaptığı katliamlar, ağır işkenceler ve eziyetlerle bir korku imparatorluğu kurmuş, onları sadık bendeleri haline getirmişti. Kayıtsız şartsız Firavun’a itaat etmek zorunda kalan raiyyeti, peygamber mesajına karşı bile ilgisiz kalmışlardı.
16. Modern ifadeyle Firavun’un, gerek ırkçılıktan, gerek saltanatı kaybetme korkusundan, gerekse ibret-i alem için verdiği cezalar yoluyla halkı üzerinde oluşturduğu baskı ve şiddet, onların düşünce ve vicdan hürriyetini bütün bütün ellerinden almıştı.
17. Sıkıştığında iftira ve yalana sığınma: “Demek siz, benden izin almadan ona iman ettiniz! Şüphe yok ki bu, yerleşik Kıpti zümresini yurtlarından sürmek için, sizin şehirde beraberce planladığınız, gizli bir oyundur. Ama yakında bileceksiniz başınıza gelecekleri!” (Araf, 7/123)
18. Aynı şekilde Firavun, -daha önce de geçtiği gibi- Hz. Musa’nın mucizelerini gördükten sonra onu sihirbazlıkla suçlamış, onun bütün bunları yapmasının sebebinin, yeryüzünde ifsat çıkarma, Mısırlıların dinini değiştirme ve Kıptileri Mısırdan çıkarmak olduğunu söylemişti.
19. Firavun’un, “Ben size izin vermeden önce O'na iman ettiniz, öyle mi?” sözü de onun karakteristiğini ortaya koyar. Zira ülkede tam bir tek adam rejimi kuran ve bütün güçü tekelinde toplayan Firavun, kendi izni ve emri olmaksızın hiçbir şey yapılmasını istememektedir.
20. Sihirbazların Hz. Musa’ya iman ettiklerini gören Firavun, bu hadisenin halkı olumsuz etkilememesi için hemen iftira ve yalana başvurmuş; Hz. Musa ile sihirbazlar arasında danışıklı döğüş bulunduğunu, onların önceden hazırladıkları senaryoyu oynadıklarını iddia etmiştir.
21. Başka bir ayette onun şöyle dediği ifade edilir: “Şüphesiz o (Hz. Musa), size büyüyü öğreten büyüğünüzdür.” (Taha 71) Demek ki Firavun, sihirbazların imanıyla meydana gelen güzel tablonun halkı etkilememesi için her tür propagandaya başvurmuştu.
22. Hakka sırt çevirme: “Musa, âyetlerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.” (Zuhruf, 43/46–47) Firavun, sırf saltanatına ve sahte ilahlığına zarar verme riskinden ötürü kendisine gelen vahiy bilgisine sırt çevirmiş ve hatta onunla alay etmişti.
23. Şu ayet de Firavun’un ve beraberindeki oligarşik azınlığın, taassuplarını, inatlarını ve haktan nasıl yüz çevirdiklerini gösterir: “Dediler ki; “bizi büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, sana inanacak değiliz.” (A’raf, 132)
24. Saraylar ve devasa yapılar inşa etme: “Ve Fir’avne zi’l-evtâd” (Fecr, 89/10) ayetinde geçen “evtâd” dikili taşlar, kazıklar gibi anlamlara gelse de, burada kastedilen mana Firavun’un inşa ettiği piramitler ve daha başka yüksek ve ihtişamlı yapılardır.
25. Firavun, kendi küçüklüğünü, bir türlü bastıramadığı aşağılık kompleksini inşa ettirdiği devasa yapılarla bastırmaya çalışıyor, saraylarla tatmin oluyor, lüks ve şatafatla “itibarını” korumaya çalışıyordu.
26. Usta bir algı manipülatörü: Hz. Musa’nın tebliğine şahit olduktan sonra şöyle demişti: “Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın ilahına çıkarım çünkü gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum.'' (Kasas, 28/38
27. Firavun, çıktığı kuleden bir ilahı göreceğine inanacak kadar ahmak değildi. Bilakis o, “İşte bakın, ben araştırdım ama Musa’nın iddia ettiği gibi bir Tanrıya rastlamadım.” diyecekti. Kısaca onun bu hamlesi bir çeşit kamu diplomasisi ve algı operasyonuydu.
28. İkiyüzlü ve münafık: “Biz, Firavun hanedanı düşünüp ibret alsınlar diye, senelerce onları kuraklık, kıtlık ve ürün azlığı ile cezalandırdık. Fakat onlara iyilik, bolluk geldiğinde: “İşte, bu bizim hakkımız! Biz bunu kendi becerimizle elde ettik!” derlerdi. ++
29. ++ Şayet kendilerine bir kötülük gelse onu, Musa ile beraberindeki müminlerin uğursuzluklarına verirlerdi. Dikkat edin, iyiliği olduğu gibi kötülüğü de yaratmak, ancak Allah’ın kudretiyledir ama onların çoğu bunu bilmezler.” (A’râf, 130-131).
30. Kuraklık, kıtlık, tufan, çekirge, kan, haşerat, kurbağa istilası ve ürün azlığı ile imtihan edilen Firavun ve hanedanı bir taraftan başlarına gelen felaketlerden Hz. Musa’yı sorumlu tutmuş ama diğer yandan da ondan dua talep etmişlerdi.
31. Hem -haşa- Hz. Musa’nın uğursuzluğu yüzünden felakete uğradıklarını iddia etmeleri hem de ondan sıkıtıyı gidermesi için dua talep etmeleri tam bir ikiyüzlülüktür. Onca söz vermelerine rağmen sıkıntı izale olduktan sonra yine şirk bataklığına girmeleri ise tam bir temerrüt.
32. Yandaşlarını ödüllendirme: Firavun, Hz. Musa’ya üstün gelmeleri durumunda sihirbazların en yakınları ve gözdeleri arasında yerlerini alacaklarını bildirmiştir. (Araf, 114) Onlar, hilafına hareket ettiklerinde de en ağır tehditleri savurmaya başlamıştı.
33. Peki sonuç? “Artık biz de bunca ayetlerimizi yalanladıkları, o ayetlere kulak asmayıp gafil bulundukları için kendilerinden intikam aldık ve hepsini denizde boğduk.” “Firavunun ve kavminin yapmakta oldukları şeylerle yükseltmekte devam ettikleri binaları harap ettik.” 7/136-7
34. Peki Hz. Musa’nın akıbeti nasıl oldu? Kur’an onu da şöyle anlatır: “(Firavun yönetimince) aşağılanmaya maruz bırakılmış olan o toplumu da (Yahudîler) kendisine feyz ve bereket verdiğimiz yeryüzünün doğularına ve batılarına mirasçı kıldık.” (A’râf, 7/137)
35. Firavun’un sonu ezmekten zevk alan bütün zalimler, halkı üzerinde tahakküm kuran bütün zorbalar, hak ve hakikattan ayrılarak münafıkça hareket etmeyi adet edinen sahte önderler için tam bir ibaret vesilesi kılınmıştır.
36. Çünkü Firavun, bir korku imparatorluğu kuran, lüks ve şatafat içinde yaşayan, gözü kendinen başka kimse görmeyen azgın ve acımasız bir zorba ve tirandı. “Onlar Firavun'un emrine uymuşlardı. Oysa Firavun'un emri doğruya-götürücü (irşad edici) değildi. (Hûd, 97)

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with yüksel çayıroğlu

yüksel çayıroğlu Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @yukselcayiroglu

21 Mar
1. Nahl suresinin 125. ayeti emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’l-münkerin usul ve adabını öğretir: “Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel öğütlerle dâvet et, gerektiğinde onlarla en güzel tarzda mücadele et. Şüphesiz Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.”
2. Bu ayet âyet, farklı seviyelerdeki insanlara yönelik olarak İslâm davetinin, irşat ve tebliğin, ilmî ve fikrî tartışmaların, eğitim ve öğretimin başlıca yöntemlerini, değişmez ilke ve kurallarını özetler. Bunlar da hikmet, güzel öğüt ve en güzel tarzda mücadeledir.
3. Hikmetle çağırmadan anlaşılan davetin sağlam delillere, güçlü bir mantığa, tutarlı ve altı dolu açıklamalara dayanmasıdır. Hikmetin kullanılacağı kişiler belli bir zihni olgunluğa ve entelektüel kapasiteye sahip olanlardır.
Read 12 tweets
19 Mar
1. Gerçekten ifritten bir çağda/dönemde yaşıyoruz. “Kitabü’l-fiten ve’l-melahim” bölümlerinde yer alan hadislerin tasvir ettiği ne kadar fitne, fesat ve kötülük varsa hepsini acı acı tecrübe ediyoruz. Asırlık problemleri bir yıla sığdırmayı başaran bir nesiliz.
2. İnsanlık olarak da, İslam dünyası olarak da, farklı millet, hizip ve topluluklar olarak da kronik problemlerimiz var. Bunların hem doğru bir şekilde tespit edilmesi, hem bunlara doğru çözümler sunulması, hem de bulunan çözümlerin doğru yöntemlerle hayata geçirilmesi gerekiyor.
3. Nedir peki en çok gözlemlenen problemlerimiz? Mesela dillerden düşmeyen fikir ve vicdan hürriyetini bir türlü hayata geçiremiyoruz. Aileden devlet yönetimine kadar her yerde istibdat ve tahakküm hakim. Başkaları üzerinde vesayet kurmayı çok seviyoruz.
Read 30 tweets
16 Mar
Kripto Paralar
1. Son günlerde herkes bitcoinin ve daha başka kripto paraların İslam iktisadı açısından hükmünü soruyor. Bu konuda 07 Mart 2020’de “Helal Finans Açısından Kripto Paralar Çalıştayı” yapıldı. Bu çalıştayın “Sonuç ve Değerlendirme Raporunda” şu kararlar alındı:
2. (1) İslam açısından parada aranan ölçü, kıymette istikrar ve ona itibar edilmesidir. Bunun için de paraların arkasında bir garantör bulunmalıdır. Garantör toplum olabileceği gibi onu temsilen devlet veya başka bir müessese hatta paranın dayandığı sistemin kendisi de olabilir.
3. Para olarak kullanılan şeyin ölçüsü, ham maddesinin ne olduğu değil; insanların örfü, yani bir şeyi para olarak kabul etmeleri ve tedavülüdür. Anılan kriterleri taşıdıktan sonra paranın mal, maden, kâğıt, kaydî, elektronik ya da kripto birim olması arasında fark yoktur.
Read 24 tweets
10 Jan
Çocuk Terbiyesinde Doğru Zannedilen Yanlışlar
1. Bazı ebeveynler ibadetlere ve tesettüre alıştırma, haramlardan uzak tutma gibi dinî terbiye adına çocuğa verilmesi gereken değerleri bilseler de ileri sürdükleri bir kısım gerekçelerden ötürü çocuklarını buna göre yetiştirmiyorlar.
2. Mesela “Önemli olan çocuğumun ahlaklı olmasıdır” diyerek namaz konusunda gerekli titizliği göstermiyorlar. Veya “İleride açılacaksa şimdiden tesettüre girmesine ne gerek var” diyerek belirli bir yaştan sonra çocuğun kapanması noktasında telkinde bulunmuyorlar.
3. “Mükellefiyet çağından önce yani ergenliğe girmeden makyajını yapsın veya dilediği elbiseyi giysin ki ileride özenci kalmasın!” şeklinde düşünenlerin sayısı da az değil. Bu düşünceden dolayı çocuklarını olabildiğince serbest yetiştiriyor ve bunun doğru olduğunu savunuyorlar.
Read 31 tweets
13 Dec 20
“Yolun Kaderi” ne demektir?

1. Buradaki yoldan maksat peygamber yoludur. Kader’le anlatılmak istenen de bu yolda yürüyen hemen herkesin bir kısım mihnet ve sıkıntılara maruz kalması ve belirli imtihanlardan geçmesidir.
Hakikaten böyle midir? Bunun delili nedir? Peki niçin?
2. Yolun kaderi, bir davaya gönül veren adanmışların, davaları uğruna maruz kaldıkları zulüm ve sıkıntıların hikmetini açıklama, teselli arama, ümitlerini koruma, aşk u şevklerini muhafaza etme, yürünen yolun doğruluğunu gösterme adına çokça kullandıkları kavramlardan biridir.
3. Ne var ki bu tür metafizik izahların, hâdiselere nedensellik ilkesi açısından bakanları yer yer rahatsız ettiği de bir gerçektir. Onlar, “yolun kaderi” denilerek birilerinin yapılan hataların sorumluluğunu kadere yükleyip hesap vermekten kaçtığını düşünüyorlar.
Read 31 tweets
6 Dec 20
1. Allahın kullarına karşı asıl muamelesi kalblerinde ve zihinlerinde yer alan şeylere, yani niyet ve maksatlarına, tasavvur ve tahayyüllerine, azim ve kararlılıklarına, ümit ve beklentilerine göre gerçekleşiyor. Fetih suresinde yer alan şu ayetler buna en güzel misaldir:
2. “Gerçekten Allah o ağacın altında sana biat ettikleri zaman mü’minlerden razı oldu. Onların kalblerindekini bildiği için üzerlerine huzur ve güven indirdi. Onları hemen yakında gerçekleşecek bir zaferle ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırdı. Allah Aziz ve Hakimdir.”
3. “Allah size daha başka birçok ganimet vadetti. Onları ileride alacaksınız. Şimdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki müminler için Allah’ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdoğru yola eriştirsin++
Read 10 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!