Türkiye’yi baştan başa kaplayan apartmanlar neden bu kadar çirkin? Sivil mimari neden bu kadar sakil? Geleneksel mimariyle ve kırla ilişkisi neden bu kadar kopuk? Yoksulluktan deyip çıkamayız, daha yoksul pek çok toplum daha iyi durumda. Göçebelikten de değil. Çünkü:
Selçuklu ve Moğol dönemlerinde henüz göçebelik geçmişi tazeyken, Anadolu bozkırındaki kentlerde mimari harikalar yaratıldı. Bu kentlerin çoğu Osmanlı’nın geç yüzyıllarında silikleşti, cumhuriyet döneminde çirkinleşti.
Çünkü, galiba, 16. yüzyıldan sonra üç büyük şey oldu...
Bir, Akdeniz’i Asya’ya bağlayan ticaret yolları Atlantik’e kaydı. Anadolu kenarda kaldı. Daha önce kendi başına dinamizm kaynağı olan iç kentler, limanların hinterland’ına ve başkentin iaşe kaynaklarına dönüştü.
İki, aynı sürece paralel olarak, sanatsal ilham kaynağı İran coğrafyasıyla geçişkenlik kayboldu. Osmanlı ve İran devlet dinlerinin zıtlaşması ve İç-Doğu Anadolu Türkmenlerinin bu zıtlıkta “karşı” tarafta kodlanarak Osmanlı merkezinden sosyal olarak uzaklaşması rol oynadı.
Bunun parçası olan Celali isyanları Anadolu’nun iç bölgelerinde nüfus gerilemesine ve yerleşim yerleri arasında kopukluğa yol açtı. Köyler izole oldu ve kırsal kültür prematüre bir şekilde ‘aşağı kültür’ haline geldi. Bu mesela Avrupa ve Japonya’daki tarihi süreçten çok farklı.
Üç, 20. yüzyıl başında gayrimüslimleri kovduk. Kent kültürünü daha çok onlar taşıyordu. Taş işçiliğinin ustalığı da en çok onlardan çıkıyordu. Ahşap mimariyse, zamana ve yangınlara daha az dayanıklı olduğu için bu kaybı ikame edecek bir kültür aktarımına konu olamadı?
Aslında bin yıllık bir "göçebelik" anlatısıyla kestirmeden açıklamaya çalıştığımız pek çok şey Anadolu kentlerinin 20. yy başında gayrimüslimleri kaybetmesiyle yakından ilişkili sanki.
Çarpık kentleşme meselesini köyden göç ve hızlı kentleşmeyle açıklarız genelde. Ama şu soru baki kalıyor: kente gelenlerin getirdiği mimari kültür neden bu kadar cılız, hatta sakil? Anadolu'nun burada tarif ettiğim tarihsel yoksunlaşmasıyla yakından ilgili olduğunu düşünüyorum.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Alper H. YAĞCI

Alper H. YAĞCI Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @YagciAlper

22 May
Bu thread ilginç etkileşimler aldı. Birkaç noktayı biraz açayım. Selçuklu'dan sonra kültürel olarak çoraklaşan kentlerden bahsettim. Peki Osmanlı mimarisini yok mu sayacağız? +++
Osmanlı mimarisi, hem karakter hem miktar olarak en çok İstanbul, Rumeli & Kuzeybatı Anadolu'ya ait (ve gayrimüslim zanaatkarlara çok şey borçlu). Benim yazdığım ise Anadolu'nun geri kalanındaki kültürel mirasın şehirlerimizin bugünkü çehresini nasıl şekillendirdiğiyle ilgili.+++
Bugün batı kentlerinin nüfusunun büyük çoğunluğu son elli yılda bu kentlerden göç etmiş aileler. Çifte Minareli Medrese'den, Gök Medrese'den, Yivli Minare'den, Akhan kervansaraydan sonraki asırlarda maalesef mimari üretimini canlandıramamış kentlerden.++
Read 6 tweets
15 May
‘AKP seçimle gitmez’ propagandası yapanlara karşı yazmıştım. Tartışılmaz bir marjla seçim kaybederse mecburen gider. Ancak hikaye ‘seçimi ekonomiyle kazandı, ekonomiyle kaybedecek’ kadar basit değil. Oy tercihinde çok inatçı görünen milyonlar var. Neden?
AKP/Erdoğan seçmenini yerinde tutan şey salt duygusal bağlanım olarak ele alınmaya başlandı. Bu da tam doğru değil. Duygusal bağlanım, yıllar içinde biriken olumlu icraat algısının katılaşmış hali biraz. Bu katılaştıktan sonra öyle kolay çözülmez. Ama nasıl birikti, anlamak lazım
AKP/Erdoğan’ın bazı geçmiş icraatlarının tabanda çok büyük karşılığı var. Bunlar gizli saklı şeyler değil ama muhalif kesimlerce yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Bunun başında, evet, başörtüsü meselesi geliyor. Bu hem duygusal, kültürel, hem de *ekonomik* bir mesele.
Read 16 tweets
29 Dec 20
Ekonominin gidişatı, Türkiye’de seçmenin tercihini etkileyebiliyor mu? AKP’nin aldığı oyda ne kadar belirleyici? Türkiye’de ‘ekonomik oy’ var mı? Konuyu biraz uzun bir perspektiften tartışmak istiyorum. Buyrun başlıyoruz:
Şurdan başlayabiliriz: "Bu ekonomiye rağmen AKP (veya Erdoğan) nasıl hala oy alıyor?" Ben bu soruyu AKP’nin iktidar partisi olarak girdiği ilk seçim olan 2004’ten beri etrafımda duyarım. Yani ekonomi ne durumda olursa olsun bu soru soruluyor.
Aslına bakarsanız 2002-2017 boyunca seçmenin karşısında nispeten olumlu bir ekonomik performans tablosu vardı. Bunun dış ve iç sebepleri var.
Read 23 tweets
27 Dec 20
Tarih yazıcılığında şöyle çemberler var: Klasik ve basit bir anlatı vardır, sonra revizyonist tarihçiler diğer yönde aşırıya kaçan bir karşı anlatı üretir, ama sonra yeni jenerasyon tarihçiler buna da karşı çıkar. Klasikler o kadar da hatalı değilmiş derler. 1/n
Revizyonizm ile 'Osmanlı asla gerilemedi, Fr devriminin burjuvaziyle alakası yoktur, Batı ortaçağı karanlık değildi' vb tezlerden bahsediyorum.
Bu revizyon / re-revizyon çemberi sürüp gidecek tabi çünkü 1) tarih yazarken herkes siyasi tasavvurlarını az ya da çok yansıtıyor, ve 2) yayın işinin akademinin hem içinde hem dışında yeniliği ödüllendiren bir piyasası var. Doğru olduğun için değil yeni olduğu için konuşulursun.
Read 7 tweets
16 Aug 20
#popülizm kavramını gereğinden fazla kullanmaya başladık. #populism nedir, ne değildir? Temel bilgileri tekrarlarken bazı yaygın kabulleri de siyaset bilimci gözüyle sorgulayacağım. Bilgisel:
Kamusal dağarcığımızda popülizm kavramının üç farklı kullanım biçimi var: 1) sıradan dil, 2) ekonomi politikası, 3) siyaset. Kavramın aldığı anlam üçü arasında çok farklılaşabiliyor, ayırt etmediğimizde kafamız karışıyor.
1) Gündelik hayattaki sıradan dile göre popülizm, herkesin hoşuna gidecek şeyleri yapmaya çalışmak. Zamanında Kıraç ‘Tarkan popülist müzik yapıyor’ diye eleştirdiğinde bunu kastetmişti :) Fakat siyasi anlamda popülizm bundan çok farklı.
Read 20 tweets
6 Aug 20
Komplo teorileriyle ilgili bir bilgisele başladım, ilgi çekti. 2. kısmına geçmeden önce bir ara kat çıkacağım. Diyeceğim ki evet komplolar vardır (CIA, Mossad, MİT gibi kurumlar armut toplamıyor) ama korktuğunuz kadar önemli veya etkili değiller. Bakınız:
Komploların dünyayı şekillendirme imkanı doğal olarak sınırlı.Çünkü spontane toplumsal gidişata aykırı büyükbir işi komployla (az kişiyle gizlice) yapmanız zor.Gidişata ne kadar uygunsa gerçekleştirme olasılığınız o kadar fazla, ama komplo da o kadar gereksiz, özgül etkisi düşük.
Tarihin gidişatını gizli komplolarla etkilemek borsada aniden zengin olmak gibi zor iş. Çok iyi bir hisse toplamaya başlayınca gizli tutamıyorsun, senin gördüğünü başkası da görüyor, o zaman fiyatı yükselip artık çok iyi olmaktan çıkıyor. Piyasayı öyle kısa yoldan ütemiyorsunuz.
Read 15 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(