Üstünlük, edinilen bilgilerde değil keşfedilen bilgilerdedir.
Edindiğiniz bilgiler üzerine inşa ettiğiniz benzersiz ideallerinizden büyük coşku ve heyecanla
bahsederek senaristinizi güldürmeyiniz.
Keşif 'soru' ile başlar. Sorularınız yoksa senaryo dikte edilmiş bir karaktersinizdir. Bu durumda etrafınızda aynı senaryoyu paylaşan birçok yan karakter olduğunu kabul etmelisiniz. Birçok yan karakterle beraber olmak haklılığınızın değil sorusuzluğunuzun delilidir.
Verilemeyen cevaplar için cevap yerine geçtiğine inandığınız büyük çelişkiler üretmek yerine, birkaç cevaplanmamış sorunun sahibi olma onuru önce insan olmak devamında insan kalmak için hepimize yeter.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1. Yakın gelecekte hepimiz Mars’tan taş toprak satın alacağız. Gram bazında ayarlanmış fiyatlarla…
2. Hayır, Mars’ı kolonileştirme projesinden bahsetmiyorum. Orada koloni kurma meselesinin ciddiye alınacak bir tarafı yok.
3. Çünkü buna bir sebep yok. Ne olacak? Yellowstone süpervolkanı patlayacak veya birkaç kilometre yarıçaplı meteor düşecek ve dünya insanoğlu için yaşanmaz olacak, neslimiz tükenecek.
1. Akılla tanış olabilmiş insanoğlu için tarihteki iki bilimsel gelişme önce varoluş sorunsalını ortaya çıkardı, sonra da problemi içinden çıkılmaz hallere soktu.
2. Bu gelişmelerden ilki evrenin büyüklüğünü ve bulunduğumuz noktayı kavrayışımızdır.
3. Binlerce yıl boyunca insanlar kafalarını kaldırdıklarında etraflarında dönen bir evren görüyorlardı. Bu sebepledir ki ilk insanların kendilerini evrenin merkezinde kabul etmeleri şaşılacak bir durum değil.
1. Bir tahta kaşık, dört saniyelik hatırlanmayan rüya, aniden bastıran sağanak, boş bir kola şişesi veya yarısına kadar dolu buzdolabı kaç bitlik bilgi taşır?
2. Bizler maddeyi keşfedeli çok oldu. Empedokles 2500 sene önce hava, su, toprak ve ateşi `şeylerin doğası´ olarak gördü ve onları element kabul etti.
3. Enerjiyi keşif sonraki meseledir. Bir şey yere düşerken, ok atarken, mızrak sallarken, bir şeylerin olduğu hissedilmekle beraber enerji on sekizinci yüzyıl keşfidir.
1. Gelecekte bizleri neler bekliyor? Dijital dünya tasarımcılarının bir sonraki adımı ne olacaktır? Bu sorunun cevabı önemli.
2.Önemli,çünkü konu 'Bilgi' ve bu yüzden istisnasız herkesi ilgilendirir. Toplumun devinim hızı,coşkulu zaferlerle ulaşılan farklı bilgilerin kafalara boca edilmesi sonucu ivmeli artış gösterir. Bu artış insanlar arası sürtünmeyi/sürtüşmeyi artırarak toplumdaki harareti yükseltir
3. Bu durum,kapasitesinin üzerindeki hızlara çıkabilmek için sürekli sınır hızlarda ilerlemeye çalışan araba motoruna benzer. Arabanın her bir aksamı bir süre sonra aşırı sürtünme ve yorulma sonucu işlevinden vazgeçecektir. Çare,daha verimli ve güçlü motorun araca montelenmesidir
1. Hayatın anlamı nedir? Nasıl bir değeri vardır? Örneğin onu verip karşılığında ne alabilirsiniz?
2. 2200 yılında, milyar qubit'lik kuantum bilgisayarlarla çalışan birkaç bilim insanının geleceği tahmin için BigBang'den günümüze koşturduğu bir simülasyonun aparatları olma ihtimalimiz var mı?
3. 2200 yılında Kardashev'in ikinci seviye medeniyetine ulaşmış medeniyetin koşturduğu yazılım agent'leri olma ihtimalinizi yok sayabilir misiniz? 24 dünya saatinde 13,7 milyar evren yılını simüle etmek...
1. Antik çağda beynin fonksiyonları katapult ile açıklanıyordu. Freud, beyni hidrolik ve elektromanyetik bir sistem olarak tanımlamaya çalışmıştı. Leibniz, beynin çalışma prensiplerini değirmenin çalışma prensipleriyle izah etmişti.
2. Kepler Tanrı'nın geometrici olduğuna inanıyordu. Galileo Tanrı'nın matematikçi olduğunu düşünüyordu. Newton Tanrı'nın doğa kanunlarını yaratan bir fizikçi olduğunda ısrarcıydı. 20 sene önce Tanrı'nın iyi bir algoritma yazılımcısı olduğunu düşünüyorduk.
3. Beyin nasıl çalışır? Tanrı nedir? gibi sorulara sürekli cevaplar giydirmeye çalışıyoruz. Giydirmeye çalıştığımız cevapların ise orasından burasından çekiştirmek zorunda kalıyoruz. Çünkü bu cevaplar soruları başarıyla örtmüyor.