Thread by @yazparov

ŞEKER HASTASI ÜLKE:TÜRKİYE PART1
1-Evet sevgili dostlar, son günlerin büyük tepki ile karşılanan konusu hepinizin malumu olduğu üzere elimizde kalan son milli varlıklarımızdan olan 14 şeker fabrikasının,hem de "davetiye" usulü ile özelleştirilecek olması...

2-Önce tepkiler bu milli değerlerimiz ve servetlerimiz olan,Cumhuriyetin kazanımı olan fabrikalarımız üzerinden geldi ne de olsa yine "birilerinin ucuza kapatma kokuları" çoktan yükselmeye başlamıştı lakin bir süre sonra bazı sorular sorulmaya başlandı...

3-Şeker fabrikalarımızın tamamen özelleşecek olduğu şu dönemde,Cargill diye bir ABD firması yeniden yapılanan ve bu yapılanma kapsamındaKHK ile Şeker Kurumu'nu kapatan Tarım Bakanlığı'na özel sunumlar yapıyordu,hem de en yetkili ve etkili mercilerine. Ve sadece sunumla kalmıyordu

4-Bu Amerika'nın küresel şirketleri eli ile uyguladığı yen nesil "ele geçirme stratejisini" bilenler için çoktan kafada soru işaretleri oluşmuştu,zira Cargill öyle sıradan bir şirket değildi...

5-Öncelikle hemen şu "ara bilgiyi" not olarak eklememiz gerekmekte bundan sonra yazacaklarımızın daha net anlamlanması için... Dünya'da nüfus hızı giderek ve önü alınamaz biçimde artmakta.Bu da gıda güvenliğini tehlikeye sokmakta.Tabii "küresel güçlerin" gıda güvenliğini...

6-Önümüzdeki 50 yıl içerisinde enerji kaynaklarında olduğu gibi tarım arazileri ve gıda ürünleri de son derece büyük değer kazanacak ve"stratejik ürün"haline gelecek.Zaten 2008'den bu yana gıda fiyatları Dünya genelinde %30-%50 bandında artış göstermekte ve bu artış devam ediyor.

7-İşte o nedenledir ki küresel güçler Büyük Ortadoğu Projesi'ni tasarlarken sadece enerji odaklı değil aynı zamanda verimli tarım arazilerinin kontrolünü de el geçirmek üzere kurgulamışlardır...

8-İşte yine o nedenle verimli tarım arazilerinin kontrolünün elde bulundurulması en az enerji hatlarının kontrolünün sağlanması kadar hayati bir önem taşımaktadır BOP içerisinde...

9-Şimdi bu kısa "ara bilgiyi" aklımıza adeta "kazıdıktan" sonra gelelim olaylar silsilesine,ilişkiler ağına...

10-Şimdi efendim öncelikle bu 14 fabrikanın özelleştirileceği haberleri basınaa düşüp ilk tepkiler özelleştirmeden, Cargill üzerine doğru kaymaya başlayınca insanlar sürekli Cargill ismini telaffuz etmeye başladılasr ama herkes"Amerikalı küresel dev"kavramını kullanmıştı genelde

11-Oysa Cargill ABD'de yüzlerce benzeri olan "uluslararası bir şirket"ten çok ama çök fazlasıydı...ABD'nin "Derin Sermaye" masasının protokolünde oturan Cargill Ailesi ABD'nin en zengin 4. ailesi ve ABD "DERİN SERMAYESİNİN" stratejik/operasyonel kürsel aktörlerinden birisiydi

12- Oysa herkes şeker fabrikalarının özelleştirilmesi üzerine aklına Nişasta Bazlı Şeker üretimi ile Cargill'i getirse de Cargill bir "TARIM DEVİYDİ"... Ve ABD'nin 21. yüzyıldaki "stratejik" küresel boyuttaki "gıda ve tarım" politikasına bu aile yön vermekteydi...

13-Yani işte tam da bu sebeple size sabah yaptığımız anonsta da dediğimiz gibi bu işte şekerden emin olun çok daha fazlası var...

14-Ve işte yine o sebeple bu hikaye bugün başlamış gibi gözükse de aslında 1989 yılında ABD'nin Türkiye'ye "Büyükelçi" olarak Morton Abramowitz'i ataması ile başlar...Abramowitz aslında Türkiye'ye çok farklı bir misyon ile gelmiştir...

15-ABD, SSCB'nin bir kaç yıl sonra dağılacağını en az 10 yıl önce görmüş ve planlarını buna göre yapmıştı ve Türkiye'ye niçilen elbisenin adı "Ilımlı İslam Modeli" idi...

16-Abramowitz bu "Siyasal İslam" modelinin "ılımlı" olması gerekliliğini , Afganistan'da Ruslara karşı destekledikleri radikal İslami grupların daha sonra nasıl kontrolden çıktığını bildiğini görmüştü Türkiye'de "Siyasal İslam'ın Lideri" konumundaki Erbakan'a pek sıcak bakmıyordu

17-Kendilerine hem genç,hem dinamik,hem de iktidar için gerektiğinde taviz verebilecek karizmatik bir profil gerekiyordu...Aslında bu iş için Korkut Özal biçilmiş kaftandı...1977 MSP kongresinde Erbakan'a karşı aday olmuş kazanamamıştı ama bu ekolde bu bile büyük bir olaydı...

18-Ama Gerek Korkut Özal'ın yaşı,gerekse kardeşi Turgut Özal ile kurulan bazı özel ilişkiler gereği korunması gereken dengeler bu ihtimali ortadan kaldırmaktaydı... Ancak ABD adeta bir "siyasi yetenek avcısıydı"...

19-Ve Korkut Özal'ın Erbakan'a bayrak açtığı 2 ismi mercek altına almıştı...

20-1977'de Erbakan'a karşı Korkut Özal'ı destekleyen ekipte 2 kişi dikkat çekmekteydi;:Bülent Arınç ve Recep Tayyip Erdoğan...

21- İşte Abromowitz Türkiye'ye aslında "Gelecek planlarını üzerine inşa edeceği ismi seçmeye gelmişti" ve 1991'de SSCB yıkıldıktan hemen sonra Türkiye'den ayrılırken kafasındaki isim de netleşmişti...

22-Abramowitz aradan bir süre geçtikten sonra 1995 yılında aniden ve esrarengiz biçimde Türkiye'de arz-ı endam eyledi...Artık resmi bir görevi de yoktu Ama yoğun koşturmacası dikkatlerden kaçmıyordu...

23-Abramowitz giderken kafasında belirlediği isim ile ilk teması kurmanın yolunu bulmakta zorlanmadı...

24-Abramowitz-Erdoğan görüşmesi ilk kez Kasımpaşa'da özel bir vakıfta tanıştırılmıştı.Bu görüşmeyi ayarlayan isimlerden bir tanesi ve bugün belki de kamuoyunun en yakından tanıdığı isim olan kişi o zamanlar çok da tanınmayan bir isim olan gazeteci Ruşen Çakır olmuştu...

25-Peki neden Ruşen ÇAKIR da bir başkası değil? Zira Ruşen Çakır 1992 yılında da CIA Türkiye Masası Şefi Graham Fuller ile Ilımlı Amerikancı İslmaco önderleri bir araya getirmişti.

26-Çakır,Bu görüşmeyi ayarladıktan hemen sonra ise Fuller'in de yetkilisi olduğu RAND CORPORATİON'DAN BURSLA ABD'YE YOLLANMIŞTIR...Dönüşünde ise Milliyet Gazetesi'nde işi hazırdır...

27-Ve Erdoğan'ın önlenemez yükselişi başlamıştır... Beyoğlu ilçe başkanlığından,İl Başkanlığına,MKYK üyeliğine nihayetinde İstanbul Belediye Başkanlığında...Abramowitz,belediyenin Fulya tesislerinde sıklıkla buluştuğu Erdoğan için çok ama çok detaylı bir plan hazırlamıştır...

28-Aslında bu bir yerde Abramowitz'in kendisine karşı da bir meydan okuyuşu ve kendi ile de yarışmasıdır.Zira o her zaman hükümet devirmiş, yahut en çok muhalefet dizayn etmiştir.Şimdiyse sıfırdan bir iktidar kurgulayacaktır...Ve o nedenle bir "TAKIM ÇALIŞMASI" şarttır...

29-Bundan sonrası için tansiyon ilaçlarınızı alın,baş dönmesi etkisi yaratabilir benden söylemesi...:))

30- Sistemi kurgulayan siyasal stratejiyi çizen Abramowitz'tir ve en tepede o olacaktır ama çok iyi bir görev paylaşımı ve her kesin görevini kusursuz yerine getirmesi ile bu plan başarıya ulaşabilir...

31-Öncelikle kuracağı "BEYİN TAKIMI ile" en iyi bildiği işi yapacak yani kaos ortamı çıkararak iktidarı devirecek, ardından zor olanı yapıp yeni iktidarı şekillendirecektir... Abramowitz "takımını" kurmaya başlar...

32-Takvim yaprakları 2001 yıloını göstermekte ANASOL-M Koalisyonu siyasal istikrarı bir türlü sağlayamamaktadır... İlk olarak yapılması gereken kısa süre siyasal kaos ortamına bırakılacak ülkede bıkkınlığın had safhaya ulaştırılmasıdır...

33-George SOROS, Abramowitz tarafından işin STK'lar vakıflar,kitle psikolojisi ve mobilize etme ve pek tabii medya ayağı ile görevlendirilmiştir...

34-SOROS vakit kaybetmeden Friedrich Ebert Vakfı üzerinden Aydın Doğan ile kurduğu müttefiklik ilişkisi ile medyada siyasal kaos haberlerini çıkartmaya başlar... Bir süre sonra bunlara ekonomik kriz haberleri de eklenecektir...

35-Bir süre sonra Abramowitz asıl talimatını CIA'nın kontrolünde olup, dünya üzerindeki küresel finans operasyonları için kullanılan CİTY BANK' a verir... Bir gecede 10 milyar dolara yakın para bırsadasn çekilir... Ülke felç olmuştur...

36-Krizin hemen ardından Türkiye'ye bir ekonomi dahisi gelecek,tüm yetkileri elinde toplayacak adeta ülkenin kaderi ona teslim edilecektir...

37-Yanlış hatırlamadınız gelen isim KEMAL DERVİŞ'tir... Şimdi soluklanalım biraz ve bu isimlerin ortak özelliklerine ortak ilişkilerine bakalım...Zira ilerisi için bize ışık tutacak...

38-ABRAMOWİTZ:CFR (Council on Foreign Relations) Üyesi...
SOROS: CFR,BİLDERBERG ÜYESİ...

39-KEMAL DERVİŞ: GEORGE SOROS'UN FONLADIĞI TESEV VAKFI'NIN KURUCU ÜYESİ VE+++

40-VAKFIN BİLDERBERGCİ KOORDİNATÖRÜ DR.CAN PAKER'İN EN SAMİMİ ARKADAŞI (TÜRKİYE'YE GELDİĞİNİN ERTESİ SENESİ KENDİSİ DE ARTIK BİLDERBERGCİ)

41- Peki Kemal Derviş'in gelişi konusunda rapor hazırlayıp,sunumlar yapan ve ülkenin kurtluşunun onda olduğuna Ecevit'i ikna eden kim? TESEV BAŞKANI BİLDERBERGCİ CAN PAKER!!!

42-Yani dostlar ABRAMOWİTZ işi hiç şansa bırakmak niyetinde değil direkt CFR ve BİLDERBERG üzerinden "TAKIMINI" kuruyor... Peki bitti mi? Hayır biter mi hiç...

43-Tepede Abramowitz, medya/STK/Vakıf/Medya ve Kitle mobilize etmede SOROS,Türk siyaset ve bürokrasi mekanizmasını etkileme ve manipüle etmede Can PAKER... Can Paker yönlendirmesi ile iktidarı "konrol altına almada" Kemal DERVİŞ ve Hepsi de CFR ve BİLDERBERG ÜYESİ...

44-Ama bu iş hele Türkiye'de ve hele hele bu kadar detaylı ve belirli süreye yayılmış bir organizasyon ile yapılacaksa öyle Ukrayna'da Gürcistan'da 3-5 milyon dolara mal olan ucuz işlere benzememektedir ve ciddi bir finansal ayağa ihtiyaç vardır...

45-Hatırlayınız Rahmi Koç bir laf kaçırdı ağzından "Tayyip Bey'in 1 milyar doları varmış" demişti...Ve sonrasında 2 yıl işlerinin en kritik ve yoğun zamanında tekne ile dünya turuna çıkmıştı birden(?)

46-Erdoğan'ın o dönem 1 milyar doları yoktu ama o imkanı sağlayacak güç odakları vardı... Abramowitz kime güveneceğini çok ama çok iyi biliyordu...

47-1960 yılında Türkiye'ye BRAMER A.Ş ortaklığı ile giren bir şirket vardı:CARGİLL...

48-Cargill Ailesi ABD'nin en zengin 4. büyük ailesi,ABD "DERİN SERMAYESİNİN" GIDA VE TARIM POLİTİKASINI KÜRESEL ÖLÇEKTE YÖNLENDİRİYOR...

49-Dünya'nın en büyük 12. şirketi,yıllık net karı ise 136.7 milyar dolar...1865'te Iowa'da kurulup küresel bir güç olan böylesi devasa bir yapıdan bahsediyoruz...

50-Tam da Abramowitz'in bahsettiğimiz operasyona bahsettiği yıllarda Cargill'in Başkan Yardımcısı ve Cargill Vakfı'nın başında kim var? Robbin S Johnson... Asıl adını söyleyelim: "RABBİN S.JOHNSON"

51-İşte Cargill'de 35 sene aralıksız çalışmış ve Cargill'in herşeyi,kara kutusu olmuş en tepeye çıkmış bu adam aile adına küresel tarım politikalarına yön veren isim ama...

52-Bu Robbin S.Johnson'un bir önemli özelliği daha var: Evet, Johnson da CFR ÜYESİ!!! Üstelik de ABRAMOWİTZ'in en yakın arkadaşlarından... Nasıl,iyi mi? :))

53-ABRAMOWİTZ, zaten BOP için bu planı kurgulamaktadır ve BOP'un enerji paralelinde temel 2.amacı verimli tarım arazilerini kontrol etmektir dolayısı ile Cargill bu işleyişin doğal dişlisidir...

53-Ama ABRAMOWİTZ'in kafasında "Üniter yapı,ulus devlet" falan yoktur tam tersi yerel yönetimlere daha çok yetki veren bir ılımlı siyasal iktidar modeli kurgulamaktadır...

54-Şimdi buraya ufak bir virgül koyalım ve sizi Washington-İstanbul arasındaki bir mail görüşmesine götürelim...

55-İstanbul'daki masanın üzerine bilgisayardan alınan çıktı konulmuştur...Muhatap kişi sabırsızlıkla İngilizce metnin Türkçe çevirisini beklemektedir...Heyecan ve gerginlik bir arada yaşanmaktadır. Ne zamandır bekledikleri mail nihayet ellerine ulaşmıştır...

56-MEMORANDUM

To:Mr. Recep Tayyip Erdogan

From:Ms. Ayla Bakkalli

Date:July 2, 2001

Subject: Globalization: Is Turkish politics part of the “solution” or part of the “problem”?

cc: Mr. Muammer Saka and Mr. Süleyman Kaya

57-Evet, Recep Tayyip Erdoğan'a gönderilen bu "MOMERANDUM"n orijinal gönderim kısmı bu şekilde.Gönderen kişi ABD Washington'da BAKKALI LOBİ ve DANIŞMANLIK ŞİRKETİ'nin sahibi Ayla BAKKALI...Bakkallı'yı daha sonra Bush'un çok yakınında göreceğiz...

58-Peki nedir bu firmanın özelliği? Bu firmanın özelliği perde gerisinden ABRAMOWİTZ'in yönlendirdiği ve finanse ettiği lobi şirketi olması...

59-Bu MEMORANDUM'da içerik olarak Türkiye'nin neden başarılı olamadığı ve neler yaparsa başarılı olacağı sıralanmış ve bir noktaya özellikle vurgu yapılmış,aynen hem İngilizce hem Türkçe aktarıyoruz:

60-"The Ottoman Law of 1858, entitle any citizen to claim unused State land and occupy it for as long as they used it. +++

61-Naturally when migrants from rral areas arrived in big cities, thet did not consider they where acting outside the law by applying a traditional approach, though the local authorities have failed to implement an urban policy to take into consideration a historical precedence +

62-that has not been repealed thus claim holders may carry a degree of legitimacy. +++

63-+++Needless to say, these issues are highly complex require flexible and elastic policies from the central government in creating acts which pass autonomy to local governments and decentralize national government functions to the local level."

64-Bu da Türkçe çevirisi... Buyrun destek içinin istenilene siz karar verin...
"1858 tarihli Osmanlı toprak kanunu, herhangi bir vatandaşın, kullanılmayan devlet arazisini talep etmesine ve kullandığı sürece de burayı işgal etmesine izin veriyordu. +++

65-"Kırsal alanlardan gelen göçmenler, büyük şehirlere gelince, doğal olarak, geleneksel bir yaklaşımla yasaya karşı geldiklerini dikkate almadılar. Yerel otoriteler de, feshedilmemiş tarihsel bir yaklaşım ve uygulamanın, +++

66-"işgalcilerin davranışına bir ölçüde meşruiyet kazandırdığını dikkate alıp, bir şehirleşme politikası izlemekte başarısız oldular. Şurası kesin ki, bunlar, son derece karmaşık sorunlardır, +++

67-"merkezi hükümetin esnek ve elastik politikalarına ve bu politikalar sonucu oluşacak yerel yönetimlere otonomi devri ve milli hükümet fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkaracak düzenlemelere ihtiyaç gösterirler."

68- Son paragraf zaten "Dünya" olarak bir kızım kendisini "seçilmiş" gören elitist oligarşinin adeta iz düşümü...

69-Aynen şunlar söylenmiş;:
"Dünya şu anda, hükümetlerden, uluslararası topluma olduğu kadar kendi halklarına da verdikleri sözleri tutmalarını istemektedir. Burada "sopa", uluslar arası sansür/denetim; "havuç" ise meşruiyet ve saygıdır."

70-Adamlar açıkça "DÜNYA DEMEK BİZİZ... BİZİM İSTEĞİMİZ DE HALKARA İSTEDİĞİNİ VERMEN YANİ ARTIK FEDERASYON OLUR,OTONOMİ OLUR, BİDE DE SAYGI GÖSTERMEN...YOKSA ULUSLARARASI CAMİA GEREĞİNİ YAPAR" diyor... Başka bir şey anlayan varsa beri gelsin...

71-Bu mailde CC'ye eklenen 2 isim var dikkat çeken... Muammer SAKA ve Süleyman KAYA bakın daha sonra bu arkadaşlar daha sonra karşımızda nerelerde çıkacaklar ne dahiliklerini (!) göreceğiz...

72-Unutmadan verilen iletişim adreslerini de paylaşalım yani...
With Respect,
Ayla Bakkalli, President of Bakali Corp.
445 Park Avenue
Suite 1040
New York City, New York 10022
E-mail: [e-mail]
Phone: [phone]
Fax; 917-322-2105

73-Bu MEMORANDUM konusunda çok değerli gazeteci ve yazar Yeniçağ gazetesi köşe yazaru Aslan Bulut'un "KÜRESEL HAÇLI SEFERİ" eserinden yararlandığımızı belirtelim, meraklısına da şiddetle tavsiye edelim hemen...

74-ABRAMOWİTZ, BOP'un enerji koridoru güvenliği için üzerine düşeni yapmış bir süre sonra bu momeradumu aynen parti programına taşıyacak Erdoğan'a iktidar yolunu "CFR ve BİLDERBERG'Cİ" "A TAKIMI" ile müthiş bir koordinasyon ile sağlamış, harika bir siyaset mühendisliği yapmıştı

75-Artık iş BOP'un 2. temel hedefi olan "Verimli Tarım Alanları " konusundaki küresel strateji ve yol haritasını belirleyecek olan Cargill'deydi....

76-ABRAMOWİTZ'in operasyonunda, onun planına finansal ve önemli bağlantı, etki ajanı desteği sağlayan Cargill bu kez kendi "sorumluluk alanında" kendi planını kuracaktı...

77-Ve dediğimiz gibi bu iş şekerden de şeker fabrikalarından da çok ama çok önemliydi...

78-ŞEKER HASTASI ÜLKE:TÜRKİYE flood serimizin ilk bölümünün sonuna geldik sevgili dostlar.Daha yeni başlayan ilişkiler yumağı başınızı döndürecek... Cargill'in farklı stratejisi ve bu stratejideki cesaret-zeka ve cür'ete şaşacaksınız ve üzüleceksiniz maalesef... Şimdilik bu kadar

79-Bizi şu saate kadar takip eden yahut yarın okuyacak tüm dostlara selam olsun diyor ve floodumuzu artık klasikleşen şekli ile bitiriyoruz: "Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin" Saygı ve sevgilerimizle...