, 24 tweets, 8 min read Read on Twitter
Trabzon da 1 Ekim 1932 yılında bir cumartesi günü Dursunoğlu ailesine katılan erkek çocuğuna dinin kılıcı anlamına gelen Seyfettin ismi verildi.
Babası (kendi deyişiyle) çok mutaassıp, çok dindar ve çok despot olan Hafız Mehmet Efendi; annesi ise yarım dilim ekmeğini bile bir
başkasıyla paylaşacak kadar merhametli, saf bir Anadolu kadını olan Selvi Hanımdır.
Göç ettikleri İstanbul’da önce Vefa ve Karagümrük semtlerinde otururlar, daha sonra Beylerbeyi’ne taşınırlar. Atikali’de başladığı ilkokulu Beylerbeyi’nde tamamlar.
Ablası evlilik pratiği yapsın diye ona emanet etmişler Kız çocuk oyunları oynamış, ablası neye izin verirse onu yapmış
Epey sempatik bir gençmiş Sinemaya gider, döner dönmez kılıktan kılığa girip hepsinin taklidini yaparmış. Saf yetenek ta o zamanlarda. Tek derdi tiyatro, şöhret.
İlkokulu bitirir bitirmez yatılı okumaya başladı Seyfi. Bu aslında haz almadığı baba ocağından bir kaçış yoluydu onun için. Cumartesi geldiği evden Pazar ayrılırdı. Bundan çokta şikayetçi değildi. Lise çağına geldiğinde babası subay damadının üniformasından etkilendi ve oğlunu
Heybeliada Askeri Deniz Lisesi’ne yazdırdı. Burada geçen 4 yılın ardından Seyfi gerekli tazminatı ödeyerek oradan ayrıldı. Olmak istemediği biri olmamayı seçen genç adam, Boğaziçi Lisesi’ni yatılı olarak bitirdi. İngiliz filolojisi bölümüne giren Dursunoğlu, öğrenimini
tamamlamadan üniversiteyi bıraktı. Devlet memuru olan ve ailesinden ayrı eve geçen Seyfi bey tam 18 yıl boyunca bu görevi başarıyla yaptı.
Ancak takvimlerde 1970 senesinde mesleğini bırakan bu cesur kişilik o dönem için oldukça farklı ve ilginç bir mesleğe adım attı.
Kadın kıyafetleri giyerek, abartılı makyajını yapıp, bir kadının bile giyerken zorlandığı topukluların üstünde sahnelerde kanto yapmaya başladı.
Memurluktan gösteri dünyasına geçişini şöyle anlatır Seyfi Dursunoğlu: “Memurken Beylerbeyi’nde ramazan eğlenceleri yapardık,
para kazanmak için. Yalvar yakar elli kuruşa bilet satardık. Gösterimiz ilgi görmeye başlayınca ertesi yıl bir lira, daha ertesi yıl iki buçuk lira yaptık biletleri. Salonumuz yine hep doldu, yani hep beğenildik. Bunun üzerine sanatçı arkadaşlarımın eşleri beni o zaman sağa sola
önermişler. Böylece Kulüp 12’de gösteriye başladım.”

Ve devam eder: “Memurdum, bodrum katında oturuyordum. Ev sahibi kiraya 50 lira zam yaptı, ‘N’olur artırmayın, ödeyemem’ dedim, oralı olmadı, ben de iki elimi göğe açtım; ‘Yarabbim, bu hayat böyle devam edemez.
Sen yardım et bana’ diye dua ettim. Birkaç yere sanatçı olarak başvurdum; beğenmediler, bir gün çalıştırdılar, gönderdiler. Sonra baktım, Seyfi’yle bu işi beceremeyeceğim, Huysuz Virjin tipini yarattım. Hep duyuyorlardı ama Öztürk Serengil’in bir programına çıkınca böyle bir
insanın varlığını gördüler. O olaydan sonra kısmetim açıldı: Fuarlar, gazinolar… Her gittiğim yerde şovum çok sevildi, sonra derken televizyon. Kanallar koşmaya başladı peşimden…”

Artık tek bedende iki ayrı kişilikle yaşamaya başlar Seyfi Dursunoğlu. Son derece kibar,
temiz ve titiz, sevecen, merhametli ve Türkçeyi çok düzgün kullanan tam bir İstanbul Beyefendisi Seyfi ile geçimsiz ve huysuz bir kadın Virjin.
Üstelik bu kadın oldukça küstah, hafif meşrep ve çapkındı. Dursunoğlu bu rolü o kadar güzel yapıyordu ki, onu izlerken aslında bir
erkek olduğunu unutabiliyordunuz. Hazır cevapları, harika sesi, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile adeta sahnede devleşen Seyfi Beyin hayatta belki de en severek yaptığı şey Huysuz Virjin’e hayat vermek oldu. Bir çok ünlü sanatçı ile çalıştı. Gerçi bu camiadan pek çok arkadaşı
vardı ancak hayatında tek gerçek dostunun ondan para istemeyen bir arkadaşı olduğunu açıkladı yıllar sonra bir röportajında Dursunoğlu
Bu yollardan geçerken Zeki Müren'le de tanışmış bir dost ortamında. Zeki Müren etrafındaki bir sürü avaneden birisi olsun istemiş ama Seyfi Bey
asla olmamış. O yüzden gücünü üzerinde kullanamadığı için hep bir hırslı olduğunu söylüyor.

Seyfi Dursunoğlu’nun anlatımıyla huysuz Virjin: “O hiç kimseye yüz vermeyen, ömrü boyunca bir eş aramış; ama bulamamış çok tahammülsüz bir kadın. Yaşına göre boyanmayan, giyinmeyen,
frapan arsız ve cazgır bir mahalle kadını. Yani toplumun içinde yaşayan tiplerden biri.”

“Babamın isteğiyle askeri okula gittim, memur oldum; ama gönlümde hep tiyatro vardı. Gençliğimde çok yakışıklıydım, beni sokakta görenler birbirini dürterdi, “A şuna bak, Yunan heykeli gibi”
diye. Ama o güzelliğimi kullanamadım. O kadar zapturapt altındaydım ki bir yere gidemezdim, evden çıkmama izin vermezlerdi.”
Türkiye’de televizyonun tek kanaldan izlendiği dönemlerde Seyfi Dursunoğlu, Öztürk Serengil’le yaptığı programlarda, kimsenin söyleyemediklerini esprili
bir dille Huysuz’a söyletip izleyenlere takılmaya başlayınca Huysuz Virjin’in ünü bir anda tüm Türkiye’ye yayılır ve böylece o, şov programlarının en çok aranan sanatçısı olur.
Huysuz Virjin tiplemesi ve ona yaptırdığı esprileri nedeniyle RTÜK’ün şimşeklerini sık sık üzerine
çeken Seyfi Dursunoğlu, eleştirilerden hiç gocunmaz ve bir söyleşide verdiği bir örnekle şöyle açıklar düşüncelerin: “Muhafazakar bir ailede büyüdüm. Ama yaptığım işin günah, ayıp olduğunu düşünmüyorum. Bir izleyicim “Kanserim ve bunu unuttuğum tek yer senin şovun” diye
telefon ediyor. Bundan güzel bir laf olabilir mi?”

2012 yılında tüm mal varlığını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışlayacağını açıkladı.
Dolu dolu yaşamış, ince zevkli, zeki, esprili, kültürlü, yer yer yüzeysel bulunsa da aslında çok derin olan bir ruha
sahip Seyfi Dursunoğlu. Erkeklerin bırakın kadın kılığında dolaşmayı, bunu dile getirmeye bile çekindiği bir çağda, bunu ekmek kazanmak için yapmış cesur bir adamdır. İnsanlarla diyaloğu son derece güçlü, sivri dili ile birleşen köşeye sıkıştırma taktiğini geliştiren,
bilgiye aç, son derece araştırmaya yatkın biridir. Bu derece hazır cevap olabilmek için belirli bir kültür seviyesine sahip olunmalıdır zaten. Ancak Huysuz Virjin’i anlamak içinde biraz bu alt yapıya ihtiyaç duyar yer yer insan. İnce ve akıllıca laf dokundurmaları sizi asla
rahatsız etmez, zaten Huysuzu özel yapan da bu çizgiyi her daim koruyabilmesidir.

Dünyada çok az şeyin taklidi veya kaybedildiğinde yerine geçecek bir alternatifi yoktur, onlardan biri kesinlikle bu huysuz ve tatlı bir adam olan Seyfi Dursunoğlu’dur.
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Kapheros
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!